Veliler ve öğretmenler genelde soruyor:
‘Oğlum çok zeki ama çalışmıyor.’
‘Sınıfımda çok zeki bir öğrenci var, ama bir türlü motive edemiyorum.’
Onları motive etmek için ilk olarak ‘zeki ama başarısız’ olan öğrencilerin genel özelliklerini bilmek gerekiyor.
ÖZELLİKLERİ
Bu tür öğrenciler, kendilerinin zeki olarak göründüğünü bilir.
İşlerini genelde son dakikada yapar.
Zeki olarak kabul gördükleri için çalışmadan yaparım, imajı verir.
Çalışmalarını sık sık erteler ve çok endişe duymaz.
Anne/baba endişelenir ama onlar rahattır.
‘Ya işte sorunsuz dersleri geçiyorum ya yeter!’ der.
Kendisinin başarılı olduğunu ifade eder. ‘Durumum bence gayet iyi’ der.
Başarılarından birkaç örnek verir.
Bahaneleri çoktur. Ödül ya da ceza onlara işlemez.
Bazen heyecanla ödev yaparlar, ama heyecanları çabuk kaybolur.
Anne-baba bazen çalışması için ikna eder. Söz verir ama sözünü çabuk unutur.
Okul ve ders ile ilgili sorulara da üstü kapalı yanıt verir.
NEDEN BÖYLE?
Bu çocukların aileleri genelde eğitimli (ya da eğitim bilinci olan), mutlu, düzgün ve ilgilidir. Ama farkında olmadan bazı yanlışlar yapmaktadırlar.
Bana göre en büyük yanlış şudur:
Çocuklarının zekasını ön plana çıkartır ve onları zeki olarak etiketler. Çocuklar da zeka görünümlerini kaybetmemek için çalışıp başarısız olmaktansa hiç çalışmamayı tercih eder.
(Bu konuya daha önce ayrıntılı yazmıştım. O yazımı buradan okuyabilirsiniz. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12574290.asp?yazarid=313 )
ÇALIŞMANIN ÖNEMİ
Bu aileler genelde orta sınıf ve üstüdür. Yani o konumlarına çalışarak gelmişlerdir. Bu bağlamda da çocuklarından aynısını beklerler.
Bu durumda çocukla ilişkileri genelde koşulludur. Koşullu ilişkinin olduğu yerde çocuklar olumsuzluk yaratarak, ailelerini test edebilir.
GELECEĞİ ERTELEMEK
Ailesinin okulla ilgili kendisinden beklentisi yüksek olduğu için daha fazla başarı, daha fazla beklenti ve koşul getirecektir. Çocuk bu sorumluluktan kaçar.
Aslında geleceği ertelemektedirler.
DEMOKRATİK İLİŞKİLER
Yine bu aileler genelde eğitimli olduğu için çocukları ile demokratik ilişkiler kurar.
Çocuklar ile tartışsalar da yüzleşmezler. Katı kurallar koymazlar. Denetleme mekanizması kurmazlar. Bu da başarıyı engeller.
BAŞARININ TANIMI
Ender de olsa bu tür aileler çocuklarının toplum tarafından kabul gören alanlarda başarılı olmasını ister. Bu durumda da sevdiği alanda motivasyonu çok yüksek olan bu çocukların görüşlerini reddetmiş olur.
Aslında daha da tehlikeli olan bunu manipülasyon ile yapmalarıdır.
Bu da koşuldur ve çocukta tepki yaratır.
SORUMLULUK VERME
Bu tür aileler çocuklarının başarılı olmasını istediği için çocukları ile ilgilenir ve farkında olmadan çocuklarının sorunlarını sahiplenir.
Aslında sorun çocuğundur. Aile bunu göze almaz. Bu durumda da çocuk kendi sorunundan sorumlu hissetmez. Eyleme geçmez.
NE YAPILMALI?
Genelde aileler ‘Tamam güzel de ne yapacağız?’ diye soruyor.
En çok buna yanıt vermekte zorlanıyorum. Çünkü sorunu tespit etmek kolay ama çözüm zor.
Doktor kalp rahatsızlığını 1 saatte bulur ama sizin sorunu çözmeniz için yaşam tarzınızı değiştirmeniz, spor yapmanız ve beslenme alışkanlığınızı değiştirmeniz gerekir.
Bunun da çözümü böyle.
Birazcık ailenin kültürel yapısını ve çocuğunuzla ilişkinizi değiştirmeniz gerekiyor. Bu zor bir süreç ama mümkün.
Bunları ilerde ayrıntılı yazacağım ama şimdilik şunu yapabilirsiniz:
İlk olarak unutmayın çocuğunuzun motivasyonu çok yüksek ama okulla ilgili olmayabilir. Ona koşul koymadan, sevdiği alana yönlendirin.
Bununla başlayın yeter.
(Aslında başarısız öğrencileri 6 kategoriye ayırabiliriz. Bugün bu kategorileri yazacaktım ama zeki ama başarısız öğrencileri anlatırken yazı bitti. Diğer kategoriler diğer yazılara.)
Özgür BOLAT
ozgurbolat@hurriyet.com.tr
Tweets by ozgurbolat