İş arkadaşınızı seçme şansınız yoktur. Ah keşke olsa değil mi? Şu çapraz masada oturan kızın o sinsi bakışlarını böylece görmezdiniz. Ya da kıyafetin çok güzelmiş dediğinde yandan güldüğünü ve aslında kıskandığını da görmek zorunda kalmazdınız.
Ya da çok güvendiğiniz hatta akşam iş çıkışı ara sıra da olsa bir şeyler içmeye gittiğiniz o güvendiğiniz arkadaşınızın terfi etmek için söylediklerini duyduğunuzda ondan iğrenmezdiniz.
Sadece arkadaşlarınız mı? Bir de sizin gecenin bir yarısı aklınıza gelen o parlak fikri paylaştığınız yönetici. Üzerine hiç kondu mu projenizin? Sonra da üst yönetime aslında benim aklımda şöyle bir şey vardı dediğini duydunuz ve kahroldunuz mu? Seçme şansınız olsaydı keşke ama yok. O zaman mevcut durumda ne yapabileceğimize bakmamız gerekiyor.
Çok konuşulan bir dizi vardı birkaç yıl önce. Emrah Serbes’in bir romanından uyarlanan.Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi. O diziye bir de ekip ruhu gözüyle bakmak lazım. İzleyenler hatırlayacaktır. Akbaba, Hayalet, Harun’ un birbirlerine bağlılığını. Herkesin görev tanımı belli. Kimse kimsenin işini sahiplenmeye çalışmıyor. Gerektiğinde kavga ediyorlar ama ihanet yok. Her şey olduğu gibi. Ekibe uymayan veya farklı bir tarza sahip olan, işini sahiplenmeyen kişiler hep dışarıda kaldı dizi boyunca. Bir de Cevdet vardı. Her ne kadar ekibe kabul edilmek istenmese de ekibe katılabilmek, kendini kabul ettirebilmek için uğraş veren, olanları olduğu gibi söyleyen. Sonrasında kabul ettirdi kendini o da bir birey haline geldi. Ama hiç yılmadı ve kendini hep o ekipten gördü.
Sadece cinayet büro çalışanları değil savcı, asayiş müdürü koca bir ekipti onlar. Her ne olursa olsun birbirleri için fedakarlık yaptılar. Birbirlerini yargılamadan davranışların nedenini anlamaya çalıştılar. Sorgulamadılar, suçlamadılar. Sadece birlik oldular.
Gerektiğinde Hayalet’ in aşık olduğu kadını kurtarmak için birlikte suç işlediler. Yakalansalar başlarına ne geleceğini bile bile. Ama arkadaşları için, ekip ruhunun gereği için kendilerince gerekeni yaptılar, sorgulamadılar veya suçlamadılar.
Peki bu bahsettiğimiz dizi karakterleri birbirine benzeyen insanlar da ondan mı anlaşıyorlardı? Alakası yok. Her biri diğerinden bir o kadar farklı, bir o kadar alakasız. Ama biliyorlardı ki bir sonuca varabilmek için beraber hareket etmeleri ve birbirlerine güvenmeleri gerekiyordu. Ben 96 bölüm boyunca herhangi bir işi diğerinin sırtına yükleyeni görmedim. Ya da o benden daha az çalışıyor en çok ben çalışıyorum diyeni de.
Şimdi diyecekseniz ki ama o bir dizi. Bir senaryo. Evet bir senaryo ama ekip ruhunu anlatan harika bir senaryo.
İş arkadaşlarımız, yöneticimiz bizden bambaşka bir yapıya sahip insanlar olabilirler ki büyük çoğunlukla bu da böyledir zaten. Önemli olan kendi görevlerimizin farkında olmak ve görev tanımının gerekliliğini yerine getirmek.
Ekiplerdeki en büyük karmaşa başkasının işine burnunu sokmaktan çıkar aslında. Çoğu kişi ekip olmayı değil birey olarak var olmayı kabul eder.
Daha önce 14 yıl çalıştığım işimde şunu gördüm. Ekip eğer uyum içerisindeyse çok başarılı ve genellikle birinci ama ekip içerisinde tartışmalar büyükse genelde başarısız. Ekip bireylerin birbirini motive etmesinden daha büyük bir güç yok.
Ben her ikisini de deneyimledim. Birbiriyle gayet uyumlu (farklı karakterlerde olsa bile) bir ekiple her yıl Türkiye birincisi olurken, aynı şirkette ekibin büyümesiyle oluşan, yeni bireylerin katılımıyla var olan yeni ekiple Türkiye sonuncu oldum. Ben değil bahsettiğim tüm ekip olarak başarı ve başarısızlığı gördüm. Neydi farklı olan. Büyümüştük ve ekip içerisinde gruplaşmalar bu grupların arasında da büyük çatışmalar vardı. Bunların en başında ise grupları birbirine düşürmekten keyif alan, dedikodu yapan ve taraf tutan bir yönetici.
Bu nedenle başarı dış şartlara zaman zaman bağlı olsa da asıl başarıyı yaratan ekiptir. Bu durumu tecrübe etmiş biri olarak kitabi bilgilerin dışında söylüyorum. Kitaplarda yazanlar aman kardeşim sende hayal kuruyorsun ne ekibi ya ben iyi olsam da karşımdaki kötü dedirtebilirdi bana. O öyle değil işte. Ekip ruhunu kaybettiğinizde siz de kötü olmaya başlıyorsunuz.
Ey ekip ruhu geldiysen kapıya üç defa tıkla.